Yaklaşık 15-20 yıldır zaman buldukça elimdeki kitapları pdf
formatında dijital hâle getirmekle uğraşıyorum. Bu iş için her
zaman düz yataklı tarayıcılar tercih ettim ve doğal olarak elimin altından epeyce bir cihaz geçti. Bugün de farklı amaçlar için edindiğim çok sayıda tarayıcı mevcut. Şimdiye kadar en azından benim deneyimlerim tarayıcı edinmekle ilgili en büyük zorluğun, cihazların tarama kalitelerinden ziyâde, tarama hızlarında yattığıdır.
Üreticiler, ürünlerin teknik özelliklerinden bahsederken sıklıkla kullanıcı için anlamlı değerler
vermiyorlar bize. Örneğin hiçbir özellikler tablosunda tarayıcı kafasının geriye gitme hızından bahsedilmiyor. Yeni bir taramaya geçerken oluşan reaksiyon süresinden bahseden de yok. Kitap tarayacak biri için bu bilgiler her şeyden daha elzem, çünkü yapılan işin ne kadar uzayacağını ve meşakkatli hâle geleceğini belirleyen temel noktalardan biri tarama hızınız olacaktır. Hâl böyleyken oturdum, şu ân elimde bulunan tarayıcıların hızlarına
dâir işe yarayacak derecede anlamlı ölçümler gerçekleştirmeye çalıştım. Elde ettiğim sonuçları bu yazının nihâyete erdiği noktada bir tablo hâlinde bulabilirsiniz, ben sâdece söz konusu tablonun
içeriğine dâir önemli bulduğum bir takım meselelere değinmekle yetineceğim.
Öncelikle metotla ilgili birkaç şeyi açığa kavuşturarak başlayalım. Testleri yaparken tarayıcıların sunduğu maksimum tarama alanında (ki biri hâriç temelde hepsi aynı boyutlara sâhip A4 modeller) 300dpi ve
600dpi değerlerini temel aldım. 400dpi gibi ara değerler kullanmadım, manzarayı değiştireceğinden de şüpheliyim. Sıklıkla
gördüğüm bir sorun olduğu için bir kez daha hatırlatmalıyım, 300dpi’dan daha
düşük dpi değerleri kullanılarak tarama zinhar yapılmamalı. 300dpi çoğu
durumda yeterlidir, zaten spesifik olarak çok hızlı bir cihazınız yoksa 600dpi çok
yavaş kalacaktır. Testleri yaparken bu iki değerden farklı olarak 1200dpi
renkli tarama için de spesifik bir test yaptım, o da yüksek çözünürlükler için bir
fikir versin diye. Ayrıca gri ve renkli olarak iki ayrı düzeyde taramalar gerçekleştirdim. S/B taramayı değil griyi tercih ettim, çünkü bu ikisi her şeyden evvel genelde aynı sürede tamamlanıyor. Kaldı ki, S/B taramayı da önermiyorum, gri tercih edilmeli. Sürekli taramalar için 1sn (yazılımın izin verdiği
minimum değer) ve 3sn bekleme aralığını gözeterek testleri gerçekleştirdim.
Maksimum 5 sayfa sürekli tarama yaptım, bu değerlere bakarak siz bir kitabın ne
kadar sürede taranabileceğini hesaplayabilirsiniz. Muhtemelen bekleme süresini
3 saniyenin de üzerine çekmek zorunda kalacağınız için pratikte biraz daha uzun
sürebilir taramalarınız. Testler genel olarak Windows 11’de çalışan stabil bir ABBYY
Fine Reader 15 sürümü üzerinde gerçekleştirildi. Plustek ürünleri hâriç ABBYY’nin
arabirimini kullanarak gerçekleştirdim testleri. Plustek’in 2680H ve 1180 modelleri
ise çoğu durumda kendi yazılımlarında daha tepkisel oldukları için onları kendi
yazılım arabirimleri ile kullanmayı tercih ettim. Bu modelleri edinecek
olanlara da tavsiyem bu. Her defasında ilgili tarayıcının varsayılan ayarlarını kullandım. Testteki hiçbir tarayıcı Plustek’in bazı modellerinde
olduğu gibi kitap taramak için özelleştirilmiş bir model değil. Bu tür
cihazların temel esprisi, tarayıcı camının tarayıcının kenarına neredeyse sıfır
mesafede konumlandırılmış olmasıdır. Böylece cildi zorlamadan tek sayfa tarama yapabilmenize imkân tanırlar.
Genel olarak da oldukça hızlı cihazlardır bunlar, fakat söz konusu modelleri bu
coğrafyada bulmanız pek mümkün değil, bulduğunuzda da büyük ihtimalle fiyatlarından
dolayı bulduğunuza pişman olursunuz. Elimdeki tarayıcıların bir kısmı yıllar içinde film
taramak için edinmiş olduğum modellerden oluşuyor, hal böyleyken onlardan hızları
ile öne çıkmalarını beklemek doğru olmayacaktır, öte yandan o noktada bile
sonuçlar ilginç olabiliyor bazen. Ayrıca elde ettiğim ölçümleri
genelde tamsayı değerlere yuvarlayarak kaydettiğimi söylemeliyim, zîrâ küsuratların
gerçek dünyada anlamlı bir fark yaratacağını düşünmüyorum.

Testlerin sonuçlarına gelirsek, işin nihâyetinde açıkça en hızlı cihazın Plustek’in Opticslim 2680H modeli olduğunu göreceksiniz.
Bu makine 300dpi’da gri ya da renkli fark etmeksizin 3 saniye altında tarama yapabiliyor kolaylıkla.
O kadar hızlı ki, seri taramada bekleme süresini yukarı çekmek zorunda kalacaksınız, aksi takdirde sayfa çevirme hızınız tarayıcıya yetişemiyor. Bu duruma bakarak aslında 3 saniye gibi bir hızın pratikte çok da önemli olmadığını, tarayıcı biraz daha yavaş olsa bile aynı tarama hızını elde edebileceğinizi söyleyebilirim. 2680H 600 dpi’da bile geri kalan cihazların hiçbir koşulda boy ölçüşemeyeceği bir noktada.
Öte yandan bu âlet size çok yüksek bir hız vaadediyor olsa da aynı ölçüde kalite vaadettiği söylenemez.
Testteki en zayıf tarama kalitesi ne yazık ki bu cihazda. Renkli çıktılar varsayılan ayarlarda epeyce problemli. Düzeltmek için ince ayarlarla uğraşmanız gerekiyor uzun süre. Elbette kitap tarayacak biri sıklıkla yalnızca siyah/beyaz ve gri tarama yapacağı için tarama kalitesini pek de dert etmeyebilir.
Yıllardır bu cihazı kitap taramak için ana tarayıcım olarak kullanıyorum ve bir noktada tamir edemeyeceğim şekilde bozulma olasılığından da ürküyorum,
zîrâ ne yazık ki cihaz Türkiye’de uzun zamandır bulunmuyor. Yurtdışından getirmek de fiyatı dolayısıyla çok zor artık.
Bir yerlerde bulursanız ilk tercihiniz 2680H ya da 2700 modeli olmalı.

Plustek’in diğer cihazı olan 1180 modeli ise A3 boyutta
bir tarayıcı. Elimdeki tek A3 tarayıcı da o zâten. Boyutu hantal bir cihaz
olduğu izlenimi verebilir fakat pratikte durum kesinlikle böyle değil. Aksine test
ettiğim ikinci en hızlı cihaz oydu. Tarama alanı çok büyük olduğu için büyük ciltli
kitaplar için edindiğim bir tarayıcı bu, fakat küçük kitapları da çok hızlı tarayabilirsiniz.
Zaten bu nedenle diğer A4 tarayıcılarla karşılaştırmak için A4 boyutunda ve
ekstra olarak da B5 boyutunda testler yaptım. Görebileceğiniz gibi küçük
boyutlarda 2680H’dan seri taramada biraz daha yavaş olsa da arada kabul edilebilir
bir fark var. Aslında iki tarama arasında belirli bir bekleme süresinin
gerekliliği 2680H ile 1180’i fiilen birbirine çok yaklaştırıyor. Küçük kitaplar tarayacaksanız tarayıcı alanının benim ölçüm yaptığımdan daha küçük bir alanını kullanabileceğinizi de unutmayın. Bilhassa dikey tarama yaparsanız, alanı daha da dar tutmak mümkün. Böyle olunca 2680H'dan pek bir farkı kalmıyor. Dolayısıyla
bir süredir sıklıkla onu tercih ediyorum. Üstelik daha iyi bir tarama kalitesi de
sunuyor size. Tahmin edebileceğiniz gibi tek ciddi sorun mobilitesinde. Nispeten ağır ve
çok fazla yer kaplıyor, bu açıdan elbette pratik bir âlet değil, fakat bir kere
kurduktan sonra çok sayıda kitabı tek seferde taramak konforlu ve hızlı. Büyük
ciltli kitapları veya dergileri iki sayfa şeklinde taramak gibi bir
ihtiyacınız varsa, alabileceğiniz en bütçe dostu cihaz bildiğim kadarıyla Plustek’in
bu modeli olacaktır.

Canon Lide 300 test ettiğim cihazların
en pratik olanı, hârici bir güç adaptörü gerektirmeden USB üzerinden çalışan
yegâne örnek olmasından mütevvellit. Elimde olmasının temel sebebi de bu zâten. Kütüphaneme giren her kitabın arşiv kaydı alınırken kitap kapaklarını genelde onunla tarıyorum. Tarama kalitesine gönül rahatlığı ile güvenebilirsiniz. Fotoğraf,
resim gibi görsel materyalleri tarayacağınız pratik bir cihaz arıyorsanız göz önünde bulundurun. Bundan evvel Lide 210 da kullanmıştım. Aralarında büyük bir fark olduğunu söyleyemem. Şu an Lide 400 modeli var piyasada, onu da bir ara deneme fırsatı bulduğum için almaya değecek bir fark göremediğimi söyleyebilirim. Lide
300’ün tarama hızına gelince, tarayıcıların teknik özellik tablolarının nasıl
yanıltıcı olabileceğine dâir iyi bir örnek oluşturuyor. Tek sayfa tarıyorsanız 8sn
hız yeterli gözüküyor, fakat kitap tarayacaksanız unutun gitsin. Seri taramada garip
ve anlamsız bir şekilde cihaz iki tarama arası sürekli kalibrasyon yapıyor, yazılımında bu ayarı kapatsanız bile Twain üzerinde çalışmaya devam ediyor, bu da tarama hızını çok düşürüyor elbette. Dahası kendi yazılımında sürekli tarama yapabileceğiniz bir ayar mevcut değil. Tarayıcı kafasının geri gitme
süresi de çok yavaş ne yazık ki. Özetle bu cihazı nâdiren kitap tarayacak
birine önerebilirim sadece. Belki Epson’ın benzer USB modellerine
bakabilirsiniz, onlar daha iyi bir seçenek olabilir.

Testin geri kalanındaki cihazlar
ya film taramak için tarayıcılar ya da all-in-one yazıcıların bir parçası olan modüller.
Bilhassa film taramak için geliştirilmiş cihazlar tarama kalitesine dönük
özelleştirilmiş âletler olduğu için hız beklentileri kâğıt üzerinde çok da öne
çıkmıyor. Yalnız dikkat edilirse HP’nin epeyce eski bir modeli olan G4010 Plustek'lere
kıyasla biraz yavaş da olsa pekâlâ kitap taranacak kadar hızlı bir model
aslında. İyi haber şu ki, onu ikinci elden ucuza bulabilirsiniz. Epson’ın 4490’ı yine
epeyce eski bir model ve seri taramada çok yavaş kalıyor. Elimde Epson'ın daha eski 3200 Pro'su da vardı, ama onu teste dahil etmeye gerek görmedim. V700 ise yine nispeten
eski bir cihaz olsa da film taramak için geliştirilmiş en iyi düz yataklı modellerden
biri hâlâ. Kitap taramak için de kullanılabilir belki, fakat taş gibi ağır bir
makine bu. Böyle bir iş için kullanılmasını önermem. Görsel ve negatif taramak için tercih edilmeli. İkinci elde bulunabiliyor hâlâ ki, şu ân piyasada
satılmakta olan V850’nin, bu işten artık elini eteğini çekmiş olan Epson’ın son
düz yataklı film tarama cihazı olduğunu ve fiyatının 50 bin lira civarında
dolaştığını düşünürsek ikinci el büyük bir nimet olabilir. Dahası iki cihaz arasında tarama
kalitesi açısından ciddi bir fark da bulamayacaksınız.
Yazıcı üstü tarayıcılara gelince Epson L8100 oldukça
iyi bir fotoğraf yazıcısıdır ve üzerindeki tarayıcı da epeyce seri ve iyi bir
tarama kalitesi olan bir modül. Öte yandan ne yazık ki bu cihazlarda seri
tarama istikrarlı olarak yapılamıyor. 20-25
sayfa sonrasında yazılım çöküyor, işlem yarıda kalıyor vs. Anladığım kadarıyla
hem bellek kısıtları hem de ısınma sorunları Epson’ın tanklı modellerindeki
tarayıcıların başının belası. Daha sıradan bir ofis yazıcısı olan L3050’de de
aynı sorunlar fazlasıyla mevcut. Bunlarla kitap taramayı düşünmeseniz iyi olur.
Aslında 10 yıl kadar önce Epson’ın başka bir fotoğraf yazıcısı olan XP-700’ü
uzun süre ana tarayıcım olarak sorunsuz ve seri şekilde kullandığımı düşününce, tarayıcılar
konusundaki bu geriye gidişe hayret etmemek zor. Hülâsa Epson’ın tanklı
modellerini yazıcı olarak takdir edebilirsiniz, tarayıcı olarak ise unutun gitsinler.
Nihâyet tarayıcı alacak olanların her zaman ikinci el ürünleri dikkate almasını salık vereceğim. Tarayıcı üniteleri çoğu insan için bir heves, bazen de spesifik ve geçici bir iş için edinilen ürünler. Genellikle çok az kullanılan, hızla bir köşecikte unutulan ve bir süre sonra fazlalık gibi gözüken âletlere dönüşüyorlar. Neyse ki, kolay bozulan cihazlar da değiller. Dolayısıyla neredeyse sıfır ayarında cihazlar ikinci elde oldukça makûl fiyatlara satılabiliyor. Eğer teknik özellikleri iyi ve yapı olarak temiz durumdaysa led aydınlatması olmayan daha eski tarayıcılara da yönelmek pekâlâ mümkün ve anlamlı. Kendi adıma elimdeki cihazların yarısını ikinci el olarak aldım ve bundan şikâyetçi de değilim vesselâm.
Test Sonuçları
0 yorum var:
Yorum Gönder