Yeni Tasarım ve Eski Nazım...

21 Mart 2010 Pazar

Blogger'la mesâim dört yılı bulmak üzere ey okur. Kendisiyle ilk karşılaşmamız 2006 yılının nevbaharında gerçekleşmiş ve o vakit bu vakittir keyfe keder arzularla hem-dem olmaktayız. Üstelik meçhul bir süre daha bu maceramız sürecekmiş gibi görünüyor. Sadede gelirsek, farkında olacağınız üzere tasarımda bir değişiklik mevcut, zîrâ blogun şekl ü şemâili benimle birlikte yaşlandı ve hâl böyle olunca da bir değişiklik ihtiyacı elzem gözüktü gözüme. Ortalıkta görsel bakımdan fiyakalı epeyce 'template' bulunabiliyor, ama ben genel olarak eski yapıya benzer bir tasarım oluşturabileceğim esnek bir altyapı arıyordum ve son tahlilde en uygun olanın bu olduğuna kanaat getirdim. Tabiî iş bir şablon seçmekle bitmiyor; sonrasında grafik ve özellikle kod düzeyinde çok sayıda yorucu düzenleme yapmak gerekti ve nihâyet ortaya çıkan görüntü bu oldu. Tasarım son hâliyle Opera(daha iyisi yok), Firefox, Chrome, IE7 ve IE8 üzerinde tecrübe edildi. Bu tarayıcılardan sadece belâlı IE8'de bir takım kayda değer bozulmalar vardıysa da, bunlar uyumluluk ayarları ile oynanarak giderilebilir türdendi. Yani demem o ki, kullandığınız tarayıcıda bir problem varsa ya da gözümden kaçan başka sorunlar gözlemliyorsanız eğer, haberdâr ederseniz bakılır bir hâl çâresine.



Bu aralar kitaplar arasında kaybolmuş sayılırım ve bu hâl üzere pek çok kitapla birlikte, Talât Sait Halman'ın hazırladığı Eski Uygarlıkların Şiirleri adlı antolojiyi de karıştırıyorum fırsat buldukça. Künyeden anlaşıldığı kadarıyla Halman'ın bu derlemesi ilk kez 1974 yılında yayımlanmış ve geniş içeriğiyle Mezopotamya'dan Güney Amerika halklarına varana dek pek çok kültürden, yazarı bilinen ya da bilinmeyen şiir örnekleri barındırmakta. Gılgamış Destanı'ndan, Eddalar'dan, Aeneis'ten parçalar seçilmiş; yine Eski Çin ve Japon kültürlerinden, Hint, Arap ve Fars edebiyâtından, Afrika şiirinden vs. çok sayıda örnek mevcut. Öyle ki, insanlığın yaklaşık 4500 yıllık tarihi boyunca, şiirler eşliğinde bir yolculuk yapma imkânı sağlıyor okurlarına. Bu denli farklı tarih-kültürlerden manzûme örneklerini iki kapak -ki epey mesafe barındıran iki kapak- arasında toplu bir şekilde sunabilmek azımsanacak bir mesele değil ve şüphesiz derlenmesinden çevirisine varana dek takdire şâyân bir emek barındırıyor. Sözün özü önemli ve çok da keyifli bir antoloji bu. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan yeniden basıldığını da unutmamış olalım.

Kitaptan birkaç kısa şiir de sunabiliriz elbette:


GILGAMIŞ DESTANI'NDAN

Bora Tanrısının getirdiği yaman fırtına
Yerden tâ göklere kadar fışkırıyordu,
Aydınlığı her yerde ezmişti karanlık.
Toprak baştan başa sular altında kaldı.
Bütün bir gün azgın esti bora,
Yükseldi, yükseldi de dağları aştı.
Kardeş, düşünmez oldu kardeşi.
Gök merhametini esirgedi insanlardan.
Tanrılar bile korkmuştu boradan selden,
Kaçışıp Cennetin en yüksek katına sığındılar.
Köpekler gibi sindiler Cennet duvarının dibine.
Sevgi Tanrıçası İştar, doğum sancısı
Çekiyormuş gibi kıvrandı.
Tanrıların eşleri ağlayıp inlediler:
"Eski dünya, balçık oldu. Ne yazık!
Tanrılar Meclisinde nasıl da onayladık
Kendi insanlarımızın yok edilmesini?
Yarattıklarım nerede şimdi?
Balık sürüleri gibi, denizi doldurmuşlar."

Daha aşağılardaki tanrılar da başlarını
Önlerine eğip ağladılar hüngür hüngür.
Dudaklarını ısırdılar korkudan ve yastan.

***

DOĞMUŞSUN BİR KERE

En iyisi, hiç doğmamak,
Hiç görmemek güneşin
Keskin ışıklarını.
Ama, doğmuşsa insan
Çabucak geçmeli
Cehennem kapısından,
Yatmalı toprağın
Koca kalkanı altında.

-Theognis-

***

TATLI UMUT

Ne mi yapacağım? Alıp başımı
Gideceğim şu uzak tepenin ötesine,
Kıyıya inip kumsalda oturacağım.
Duamı sunacağım Deniz Perisine
Tek başıma sessiz sedasız.
Deniz Perisi kulak asmayacak.
Yine de, yaşlanıncaya kadar,
Bitkin canım çıkıncaya kadar
Tatlı umudumdan vazgeçmeyeceğim.

-Bion-

***

HEKİM

Dün Hekim Markus
Zeus'un heykeline bakmaya gitti.
Zeus bu;
        Üstelik heykeli mermerden.
Bugün heykeli gömüyoruz.

-Nikarkos-

***

YOKSULLUĞUN SIĞINAĞI

Devletlim, buyurmuşsun, Yoksulluk kanun dışı
Olmuş bizim ülkede, ama haberin olsun,
Buyrukta kanun dışı ettiğin şu Yoksulluk
Ortalıkta kalınca bizim eve sığındı.

-Rajasekhara-

3 yorum var:

Ayna-i Marzî dedi ki...

Hayırlı uğurlu olsun yeni tasarımınız, gözüme takılan tek şey anasayfadaki edit kısmı oldu. Acaba bizim gibi misafirler için görünmez olması mümkün mü mesela?

Bir Garip Vampir dedi ki...

Teşekkürler.

"Edit" bölümü benzer bir navigasyon içeren bütün şablonlarda işlevsiz bırakılmış. Ben yine de sayfa düzenleme alanına giden bir bağlantı yerleştirdim şimdilik. Yine de bu, üstte ayrıca bir navigasyon çubuğu varken bir fazlalıktan öteye gitmiyor.

Bir Garip Vampir dedi ki...

Aklıma gelmişken Linux kullananlar da arzu ettiğim görüntüyü elde edemeyebilirler; onlara özellikle Monotype Corsiva ve Georgia fontlarını yüklemelerini öneririm.