Ve elbet şiir...

20 Haziran 2009 Cumartesi

Sebepsiz Hüzünler Sultanlığı

Burası sebepsiz hüzünler sultanlığı
Kül burada her şey; aşk, bilgi ve keşif
Zaman şu an ve mekân şu nokta
Gelir geçer sultanlık hafif ve gözyaşlarıyla

Burası sebepsiz hüzünler sultanlığı
Yok burada gözlem, deney ortamları ve varsayım
Hipotezler, büyük teoriler, hatta bilimsel yasa
Ülkem; laboratuvarda sıkıştırılmış kahkaha

Burası sebepsiz hüzünler sultanlığı
Yolunu yitirenlerin kıyısında armasız, tuğsuz
Nedimeleri de olmayacak bu aşkın ancak garipler
Aşikar kılınacak kirpiklerinin ucunda incinmişlik

Burası sebepsiz hüzünler sultanlığı
Bir çingen gülümseyişinin ısıttığı otağ!
Attık her şeyi ateşe keskinliğiyle bakışımızın
Elbet beylik kılıcı şiir kızının kalbinde ışıyacak!

Burası sebepsiz hüzünler sultanlığı
Gözyaşlarıyla ağlanmayacak çünkü şehzademiz yok
Ancak gözlerimizi biriktirebiliriz içimizde
Kırdık kafasını zekânın ölümden öte ölüm-çok!

Hüseyin Atlansoy

***

Bid'at

Gidin...
Gidin...
Sorup soruşturun:
Kim dünyada
İlk kez kafes yapmış?
Ve hangi el ilk defa
Kuşu kafese koymuş?
Gidin...
Gidin...
Gidin...
Sorup soruşturun

Timur Gorgin

***

Tefsir

Bir kez daha tasvir ettim kendimi aynada
Eğdim başımı
Dik tuttum
Sonra
Mırıldanarak tefsir ettim kendimi - yokmuşum gibi -
Ansızın
Gördüm:
Aynadaki görüntü değil benim görüntüm
Daha yaşlıydım aynada, daha huzurlu
Yetmişti yaşım aynada
Kinayeli bir söz vardı gözümde:
Sen değilsin!
Ben değilsin!
İşaret ediyordu yabancılıklara
Yaşlılık halimdi sanki, yaşlılık
- Duru biz cezbe içinde ayık ve sarhoş
- Yalnızlık cehenneminde, safası gömlekti

Bir kez daha
Ben vardım, ayna ve benim görüntüm
Mırıldanarak tefsir ettim kendimi - varmışım gibi -
Ben değilim, o değilim, kendim değilim
Ben kimim?
- Yabancılık, tefsirimdi benim -
Kendimden bir gölgeydim
Kendimde
Ben

Perviz Hâifî