Şairler ve Şiirler (5)

17 Kasım 2008 Pazartesi

Âşık

Bir adam
Geceleyin
Geldi
Kendi ölümüyle
Kendi kızıl ölümüyle
Bir adam
Geceleyin
Geldi
Yalnız
Yalnız
Yalnız
Eli bomboş
Bir adam
Geceleyin
Geldi
İçinde gülümseyen güneşler dolu
Gözleriyle
Ceylanların soylu pınarı
Elleriyle
Bir adam
Geceleyin
Geldi
Suyun yeşil ruhu gibi
Bataklığın korkunç derinliğinden
Bir adam
Geceleyin
Geldi
Düştü yola şehir sokaklarında
Uyuyanlar cemaatini
Çağırdı tek tek adıyla, seslendi
Öptü mehtabı, suyu, aynaları
Dua etti âşıkâne
Bir adam
Geceleyin
Geldi
Haykırdı:
Ey aşk,
Buydu varlığımın son durağı
Saçtım onu yoluna
Sonra
Kan
Kan
Kan
Döktü çok, güneş sahralarına
Bir adam
Geceleyin
Geldi
Kendi ölümüyle
Kendi kızıl ölümüyle


Veliyullah Durûdiyan

***

Dinleyin

Dinleyin!
Bu yıldızları böyle
her gece
niçin yakarlar?
Herhalde birisine gerekli diye?
Herhalde yanmalarını isteyen birisi var?
Ve herhalde birisi
bu balgam parçalarını
inci diye sayıklar
Ve zorlayıp
bir öğle vakti kalkan toz borasını
Tanrı katına varır
geç kalmak korkusu yüreğinde
yalvarır

Öper Tanrının elini merhamet dilenerek
ağlar -
anlatır kendisine niçin bir yıldız
gerektiğini -
bu azaba yıldızsız katlanamayacağını
Ve sonra o birisi
gezdirir boğuntusunu diyar diyar
sakin gözükmeğe çalışarak:
"Şimdi daha iyisin değil mi?"
diye sorar
yoluna ilk çıkana
"Korkmuyorsun artık
değil mi?"
Dinleyin!
Yaktıklarına göre bu yıldızları
böyle
her gece
Birisinin işine yaramaları şart
öyle değil mi
ve şart olsa gerek
gene her gece
hiç olmazsa bir yıldızın yanıp sönmesi.


Vladimir Mayakovski

***

Bir şey kalmaz geride, hiçbir şey, hiçiz biz.
Biraz güneşte, biraz havada geciktiririz
üzerimize çöken solunamaz karanlığı,
küçük düşürülen, dayatma altındaki yeryüzünü.
Üreyen,ertelenmiş cesetler,
kararlaştırılmış yasalar, görülmüş heykeller,
bitirilmiş methiyeler...
Her bir şeyin kendi mezarı vardır.Bizlerin,
bildik bir güneşin kan bağışladığı etin akşamı
oluyorsa,
onların neden olmasın?
Öyküyüz biz, öyküler anlatan, başka hiç.


Fernando Pessoa

0 yorum var: